tokyo revengers 1.bölüm
7 views
Ana karakter bir romanın içerisine düşer ve orada silinik bir karakterin yerini alır. Romanın içindeki erkek karakterin, kara büyü ile kurbanlarını infaz ettiği bu gerilim romanında onu, karanlık bir kahraman yapar. Ölümle burun buruna gelmeyecek olan arka plandaki evsiz karakterimiz tehlikeli bir romanın içerisindedir. Her nasılsa bizim kız karakterimiz, erkek karakteri kurtarır ve onun tarafından evlatlık edinilir. “Kızım ol.” Oldukça zengin, güçlü ve yakışıklı dük kıza, çocuğu olmasını emreder. Ana karakter, soğukkanlı bir seri katil olduğunu bildiği için çıldırmıştır. Böyle bir manyaktan kurtulmak mümkün müdür? Ancak dük ona oldukça düşkündür. “Kızım en sevimlisi” deyip duruyordur! Usta sanatçıların onu çizmesini ve hayranlığını tanımlamak için şairleri uzak diyarlardan getirtir. Dükün ayrıca bir oğlu vardır, tabi olarak armut ağacın dibine düşer. Çocuğu da kızımıza oldukça düşkündür. Ancak bir problem vardır. Ana karakterimiz 16 yaşına gelmiş ve düşüncelerinde görücü usulü evlilik yer etmiştir. Tüm evdeki atmosfer hızlıca garip bir hal alır. Kız bu değişikliğin farkına varır. Acaba aile üyeleri onun burada kalmasını istiyor mudur? Böyle bir evden kaçmayı başarabilecek midir? Herkes ona çokça düşkün!
0.9K views
How The Get My Husband On My Side
Romanda kocasının ellerinde ölen bir kötü kadındı. Daha açık olmak gerekirse babası ve kardeşi tarafından siyasi evlilik aracı olarak kullanılırken ölen bir yan karakter haline geldi. Bir gün, lanet olası babam dışarı sürünerek çıktı ve beşinci damadını seçti. Sorun şu ki seçilmiş kişi kuzeyin en iyi şövalyesi ve gelecekte beni ve ailemi öldürecek kişiydi. Önce yaşamanın bir yolunu bulmalıyım. Romanda, benim ellerimle ölecek olan baldızımı kurtarmanın bir yolunu bulmadan önce aşmam gereken bir sürü zorluk var. Kocamın soğuk dış görünüşünü eritmek, Kuzeylilerin sevgisini kazanmak ve Dük’ün küçümsemesinin üstesinden gelmek gibi. Eğer bu zorlukların üstesinden gelebilirsem, hayatım kurtulmuş olmaz mı? “Sana aşık oldum!” Lütfen canımı bağışla! Neler oluyor? !
791 views
Sono Bisque Doll wa Koi wo suru
Geleneksel Japon kuklalarına olan ilgisi yüzünden çocukluk arkadaşları tarafından dışlandıktan sonra içine kapanan kukla zanaatkarı Wakana Gojou, lise günlerini tek başına hobi odasında geçirmektedir. Wakana için Marin Kitagawa gibi etrafı bir sürü arkadaşla çevrili güzel kızlar uzaylıdan farklı değildir. Ama hiçbir çekincesi olmayan hayat dolu Marin, Wakana’nın okuldan sonra diktiği şeyleri görünce bu sessiz sınıf arkadaşını kendi hobisi olan Cosplay’a yönlendirmek ister. Wakana’nın kırık kalbi bu çekici uzaylıyı kaldırabilecek midir?
455 views
Hikaru Sakurai adında bir genç, Fate/Stay Night adlı bir video oyunu oynarken kendini bir anda paralel bir evrende bulur. Bu evrende savaşçılar, savaşın sonucunu belirleyecek olan “Kutsal Kase” için savaşırlar.
Hikaru, bu evrende "Rider" olarak bilinen bir Servant'ın Master'ı olur. Rider, güçlü bir savaşçıdır, ancak Hikaru, savaşta deneyimsizdir.
Hikaru ve Rider, Kutsal Kase Savaşı'nda hayatta kalmak için savaşır. Bu süreçte, Hikaru, savaşın gerçek anlamını ve kendini daha iyi tanır.
Karakterler
Hikaru Sakurai: Hikayenin ana karakteridir. Fate/stay night adlı bir video oyununu oynarken paralel bir evrene düşer.
Rider: Hikaru'nun Servant'ıdır. Güçlü bir savaşçıdır.
Saber: Kutsal Kase Savaşı'na katılan bir Servant'tır.
Archer: Kutsal Kase Savaşı'na katılan bir Servant'tır.
Lancer: Kutsal Kase Savaşı'na katılan bir Servant'tır.
Sonuç
Fate/type Redline, aksiyon, fantastik ve fantezi türlerini bir araya getiren bir seridir. Seri, güçlü karakterleri, sürükleyici hikayesi ve aksiyon sahneleriyle okuyucuları kendine çekiyor.
Seri, 2013 yılında Kodansha Manga Ödülü'nü En İyi Genel Manga kategorisinde kazandı.
2.7K views
Dreaming Freedom Manga'sı: bir adamın kendi içindeki özgürlük arayışıyla, köleliğin hüküm sürdüğü bir dünyada özgürlük mücadelesini anlatan bir mangadır. Manga, aksiyon, macera ve fantastik unsurları bir araya getiren, sürükleyici bir hikaye sunuyor.
Konu:
Doğduğundan beri köle olarak yaşayan Yul, bir gün, bir grup isyancı tarafından kurtarılır. İsyancılar, Yul'a, köleliğin hüküm sürdüğü bu dünyada özgürlük için savaşmaya davet eder.
Yul, isyancılara katılır ve özgürlük mücadelesine başlar. Bu süreçte, kendi içinde de büyük bir değişim geçirir. Geçmişinin travmalarının üstesinden gelir ve özgüvenini kazanır.
Yul ve isyancılar, köleliği ortadan kaldırmak için zorlu bir mücadeleye girerler. Bu mücadelede, birçok zorlukla karşılaşırlar. Ancak, Yul ve isyancılar, özgürlük için savaşmaya devam ederler.
Manganın Ana Karakterleri:
Yul: Manganın ana karakteridir. Doğduğundan beri köle olarak yaşamıştır. Ancak, bir grup isyancı tarafından kurtarılır ve özgürlük mücadelesine katılır.
Anya: Yul'un çocukluk arkadaşıdır. Yul'un özgürlük mücadelesine katılır.
Baek: İsyancıların lideridir. Yul'a özgürlük mücadelesinde yol gösterir.
Manganın Ana Teması:
Dreaming Freedom manga'nın ana teması, özgürlüktür.Özgürlüğün önemini ve özgürlük için verilen mücadelenin zorluklarını anlatıyor.
592 views
Kötü Adamın Babasını Baştan Çıkar
Otobüs kazası geçirdikten sonra favori romanımın dünyasında gözlerimi açtım. Tek bu da değil, roman dünyasına daha henüz roman başlamadan geldim! Küçük Lebovny Krallığının, Prenses Yerenica‘sı olarak doğdum ve asıl amacım ise yakın gelecekte olacak olan kötü olayları engellemek! Geliyor olmakta olan birkaç kötü olayları durdurmak adına. Romandaki kadın başrole hamile olan ablam, Tejavia; Belgoat krallığının imparatoru tarafından kaçırılmıştı ancak onu kurtarmak adına yaptığım umutsuz çırpınmalar onun yerine benim kaçırılmama sebep oldu! Ve yetmezmiş gibi vücudum enerjiye karşı çok garip bir şekilde aşırı zayıflık gösteriyor. Ama… nasıl oluyorsa ne zaman beni kaçıran imparatorun yakınında dursam, vücudum eski haline dönüyor! Doğru! Kötü bir karakter ile evlenecek olan ve çocuğu tarafından öldürülecek olan bu adamı ve benim gibi enerjiye karşı vücudu oldukça savunmasız olan birisini kurtarmanın tek yolu, birbirimizle evlenmemiz! “Evlen benimle, Baba.” “Baba mı? Prenses, ben henüz evli değilim, ayrıca çocuklarım bile yok!”