Tikatika

Kısıtlı zaman diliminde yaşayan bir prensesin bedenine reenkarne oldum. Sorun değil, yine de bu hastalığı tedavi edebiliriz! Amacım ne istersem yapabileceğim bir hayat sürmek! İlk olarak, romandaki en sevdiğim karakterlerin peşine takılmaya karar verdim! Ama ben bir hain olduğum için etrafımdaki insanlar temkinli olma eğilimindeler… “Yakında öleceksin buna rağmen… nasıl böyle gülebiliyorsun?” Şey, bu ‘çok seksi’ olmamdan kaynaklı.

“Günah… Bu bana yakışan bir kelime, sana değil.” Büyüleyici, tiz bir ses kulaklarımda çınladı. Sanki bir mağaradan geliyormuş gibi ağır ve derindi. Şeytani, erkeksi bir sesti; bir mağaradan gelen derin bir gümbürtü gibiydi. Lily onun sesinin öfkesini dizginliyormuş gibi çıktığını fark etmemiş gibiydi. Onun sesini ilk kez duyuyordu. “Söyle bana. Bugünkü düğünümüze kadar kimin yasını tutmaktaydın?” Lily’nin üzerinde boydan boya rahatsız edici ve çirkin bir kumaşla kaplanmış düz siyah bir elbise vardı. Gerçekten yas tutuyor olsa bile, bu kıyafet fazla abartılıydı. “Savaş sırasında ölen ilk kocan için mi? Yoksa yakın zamanda ölen ikinci kocan için mi?” “Durum öyle değil. Ben gerçekten… Ah!” Dört ayak üzerine düşene kadar onu ters çevirdi. Bir el acımasızca elbisesinin içine girdi. Sert kumaşın kırışma sesi çığlığına eşlik etti. İç bölgelerine dokunulmasının ne anlama geldiğini biliyordu. Dük onu saçlarından sıkıca tutup başını kaldırmasını ve duvardaki kutsal eserleri ve heykelleri görmesini sağlarken gerginlik ve korku içinde kıvrıldı. Vicdanı irkildi. Lily gözlerini kapattı ve dükün sesi bir kez daha bir ceza gibi yüreğini delip geçti. “Yoksa üçüncü kocanın ölümünü mü düşünüyordun?” Dük Vladislav de Winter, bugün itibariyle Lily’nin üçüncü eşiydi. Düğünlerini tam da bu şapelde yapacaklardı. Adamın parmakları beklenmedik bir şekilde Lily’nin kalçalarına ulaşırken Lily soruya cevap veremedi. Kalın ve erkeksi elleri vücudunun üzerinden gezip özel bölgesine ulaşınca, bedeninden bir elektrik akımı geçti.

Tek kız arkadaşım aniden bana ikizi olduğunu söyledi… Aslında bana o kadar uzun süre yalan söyledi ki!

Murim Login Serisi: Günümüzde yaşayan bir adam olan Shin Yu-jin'in, bir gün bir oyunda kendini uyandırmasının ardından yaşananları anlatıyor. Shin Yu-jin, oyunda bir murim ustası olarak yeteneklerini geri kazanır. Murim, dövüş sanatları ve sihirle dolu, fantastik bir dünyadır. Shin Yu-jin, bu yeni dünyada hayatta kalmak ve geçmişini öğrenmek için mücadele eder. Manga, aksiyon, macera ve fantastik unsurları harmanlayan sürükleyici bir hikayeye sahiptir. Shin Yu-jin, güçlü karakteri ve mücadeleci ruhuyla okuyucuları kendine çekiyor.Manganın çizimleri de oldukça etkileyici. Manga-Oku.com Manga Hakkında Yorumumuz; Shin Yu-jin, sıradan bir hayat yaşayan bir adamdır. Bir gün, bir oyunda kendini uyandırdığında, geçmişinde bir murim ustası olduğunu hatırlar. Murim, dövüş sanatları ve sihirle dolu, fantastik bir dünyadır. Shin Yu-jin, bu yeni dünyada hayatta kalmak ve geçmişini öğrenmek için mücadele eder. Shin Yu-jin, oyunda yeni yetenekler ve güçler kazanır. Bu güçleri kullanarak, oyundaki diğer oyunculara ve yaratıklara karşı savaşır. Aynı zamanda, geçmişini öğrenmek için araştırma yapar. Shin Yu-jin'in yolculuğu onu birçok tehlike ve zorluğa sürükler. Ancak, güçlü karakteri ve mücadeleci ruhuyla bu zorlukların üstesinden gelir. Karakterler Shin Yu-jin: Manganın ana karakteridir. Güçlü bir karakteri ve mücadeleci bir ruhu vardır. Hee-won: Shin Yu-jin'in oyundaki arkadaşıdır. Shin Yu-jin'e yardım eder ve ona yol gösterir. Seol-ah: Shin Yu-jin'in oyundaki rakibidir. Shin Yu-jin'i yenmek için elinden geleni yapar.

I Am the Villain Çok çalışmanın sizi ilerilere götürmesi gerekiyor değil mi? Ama bir anda en iyi arkadaşınızın romanının içine girmek mi? Lucy için balo salonları ve pikniklerle dolu bir hayatın içine sürüklenmek tam olarak sanıldığı gibi değil; en azından, herkes onu ölümü getiren kötü bir kadınla karıştırdığında değil. Bu kaderden kaçmak ve eve dönme şansını yakalayabilmek için Lucy, modern bir işkolikten yüksek sosyete entrikacısına dönüşmelidir. Peki bunu başarabilecek mi? Yoksa bu güzel kıyafetler, çilekli tatlılar ve gösterişli yakışıklılar dünyası mı onun kaderini belirleyecek?

Şeytan gibi bir kont tarafından evlat edinildi. Ölmeden önce, Hailynn tüm hayatını bir kulübede hapsedilerek yaşadı. Gözlerini açtığında 8 yaşındaydı. Kont tarafından evlat edinilmeden hemen önce zamanda geçmişe gitti. Hailynn Tanrı’ya sormak istedi… Yanlış yaptığı şey neydi?!?! Tanrı’yı lanetledi ve kontun malikanesine giden arabadan atladı. Bu yolda, Kutsal Vincent Kalisto’nun temsili olan Dük Kalisto ile tanıştı. Ancak… “Asil kan olduğunu söyledi.” Bir yetim olduğunu düşündüm ama aslında, o aslında ilk kızı, bin yıl içinde, Kalisto Dükalığından. “Gerçekten ben… kızı mıyım?” Bununla birlikte, Vincent hiçbir zaman herhangi bir kadını onaylamadı ve hayatını yoksunluk içinde yaşadı. Bir çocuk doğurabilecek herhangi bir eylemde bulunmadığına yemin etti, bu yüzden baba olduğunu reddetti… “…Bir canavar mı?” Hailynn’in doğumunun ve imparatorluktan ve kutsal ülkeden ani hareketin ardındaki sır nedir?! Bu ilk babalık, Vincent ve ilk kızı, Hailynn’in sakar ama güzel hikayesidir.