Kakaopage

Choi Si woo gece yarısı evinin olduğu muhitte koşarken yolda yaşlı bir adamla karşılaşır. Kaşla göz arasında yaşlı adam sırtındaki hasır çanta ile Choi Si-woo’nun üzerini örter. Choi Si-woo’nun gözünü açtığı yer eski, geleneksel, yıkık dökük bir kore evidir. Geniş avlusunun kenarında çok sayıda siyah gölge etrafını sarmıştır. Şaşkın Choi Si-woo yaşlı adamla konuşur. Her 666 yılda bir Yokai kralını seçmek için tören düzenlenir ve bu dünyadaki her Yokai bunun için bir giriş biletine sahiptir. Choi Si-woo ise hem insan hem de goblin kırmasıdır. Soyu tükenmiş goblin kralının kanını miras almıştır. Goblin halkı arasında da sadece kendisi giriş biletine sahiptir. Bir goblin kanını miras alarak hayatta kalmış olan tek yarı canavar çocuk Choi Si-woo’nun macerası burada başlayacaktır.

Beatty yani ben aslan ailesinde dünyaya gelen zayıf bir sincap şekil değiştirenim. Ancak bazı sebeplerden dolayı başkentte teyzemin evinde tacize uğrayarak hayatımı yaşamak zorunda kaldım. Tek arkadaşım ve nişanlım ikinci prense hayalimi gerçekleştirmek için gideceğimi söyledim ancak o bana ihanet etti ve… ‘Rither, seni piç..!’ Onun dişlerini boynumda hissederek öldüm. Gözlerimi yeniden açtığımda çocukluğumda, Rither ile ilk karşılaştığımız zamandaydım. Böyle zamanlarda neye ihtiyacınız vardır? Tabii ki hız. Plan yapmakla falan uğraşmadım ve hemen babam Dük Aslan’ın topraklarına kaçtım. Hoş karşılanmasam da gelecekte keşfedilecek olan bu büyük bir sırrı bildiğim için… “Hoş geldiniz leydim!” “AMman tanrıçam! Ne ara bu kadar büyüdünüz…?” “Leydim tombiş ayaklarıyla yürüyor!” Ha? Neden böyle karşılandım? Olmaz, bu benim heykelim mi? Sincap Beatty’nin hikayesi ile yeni serimiz sizlerle!

Gel Beni Al, Vash the Stampede adında bir silahlı adamın hikayesini anlatıyor. Vash, dünyanın en tehlikeli adamlarından biridir. Ancak, aslında barışçıl bir adamdır. Vash, sadece bir kaza sonucu çok sayıda insanı öldürmüştür.

Vash, hayatının geri kalanını masum insanları korumaya adamıştır. Yolculuğu sırasında, çeşitli silahlı adamlarla ve diğer tehlikeli insanlarla tanışır. Vash, yeni arkadaşlar edinir ve dünyayı kurtarmak için savaşır.

Gel Beni Al Oku, aksiyon, macera ve komediyle dolu heyecan verici bir manga serisidir. Hikaye, Vash'ın barış ve adalet için verdiği mücadeleyi anlatıyor.

Gel Beni Al'ın önemli olay örgüsü noktaları şunlardır:

• Vash, dünyanın en tehlikeli adamlarından biridir.
• Vash, barışçıl bir adamdır.
• Vash, hayatının geri kalanını masum insanları korumaya adar.
• Vash, çeşitli silahlı adamlarla ve diğer tehlikeli insanlarla tanışır.
• Vash, dünyayı kurtarmak için savaşır.

Gel Beni Al'ın karakterleri şunlardır:

• Vash the Stampede: Hikayenin ana karakteri.
• Wolfwood: Vash'ın arkadaşı ve yardımcısı.
• Meryl Stryfe: Vash'ın arkadaşı ve yardımcısı.
• Knives Millions: Vash'ın kardeşi ve düşmanı.
• Legato Bluesummers: Knives'ın sağ kolu.

Gel Beni Al, aksiyonu, macerası ve komedisiyle dolu heyecan verici bir manga serisidir. Hikaye, Vash'ın barış ve adalet için verdiği mücadeleyi anlatıyor.

Gel Beni Al'ın en dikkat çeken özellikleri şunlardır:

• Vash the Stampede karakteri: Vash, hem güçlü hem de barışçıl bir karakterdir. Bu, onu benzersiz ve ilgi çekici bir karakter haline getirir.
• Dünya inşası: Gel Beni Al'ın dünyası, çeşitli ve ilgi çekicidir. Bu, hikayeyi daha gerçekçi ve sürükleyici hale getirir.
• Aksiyon: Gel Beni Al, aksiyon sahneleriyle doludur. Bu sahneler, heyecan verici ve sürükleyicidir.

Gel Beni Al, aksiyon, macera ve komedi sevenler için mutlaka okunması gereken bir manga serisidir.

Falcı Leydi Kaderini Değiştiriyor Park Doah, bir insanın kaderini yüzüne bakarak anlayabilen biridir. Ölümünden sonra kendininkiyle benzer kadere sahip bir kızın bedenine reenkarne olur. Önceki yaşamında öğrendiği falcılık becerilerinin yararsız olmadığını düşünüyor. Büyük Dük Credel’in kızı olan Ophelia’nın yerine geçmek için gecekondulardan alındı. Malikânedeki hizmetçiler, Ophelia’nın kardeşi ve büyük dükün kendisi tarafından işkence gördü. Kendine yeni bir hayat kurmak için yeteneklerini kullanmaya karar verdi. ” Önceki hayatımda olduğu gibi kullanılıp atılmak istemiyorum. ancak 8 yıl sonra taşıdığım lanet yüzünden öleceğim. Ama sonra… Önünde gölgeli bir figür belirir. Savaşın kara gölgesi… Çıkacak kanlı savaştan sorumlu tutulan kehanetteki lanetli çocuk! O da tıpkı benim gibi günah keçisi ilan edilen başka bir kurban. Yüzüne baktığım anda kaderini okudum ve haykırdım; ” Seni imparator yapacağım! Korku ve heyecan bir arada var olur. Bir çıkış yolu bulabilecek miyiz? ” Kaderini benimle paylaşacak mısın?

Dünyanın sonunu durdurmak için tek umut olarak, Kendimi feda etmem için bana baskı yapan herkesle 99 hayat yaşadım. Umarım bu hayat benim son hayatım olur…! “Bir kadın doğar!” 100. yaşantıma başladım. Bana kahraman muamelesi yapacaklar ve beni yine feda edecekler. Düşündüğüm buydu, ama— “Sağ salim doğduğun için teşekkür ederim.” “Abla senin için dem’i alacak!” “En küçüğümüzün de gülümsediğini görebilir miyim?” “Hey küçük bebeğim, beni özledin mi?” Bu hayat biraz garip.

I Am the Villain Çok çalışmanın sizi ilerilere götürmesi gerekiyor değil mi? Ama bir anda en iyi arkadaşınızın romanının içine girmek mi? Lucy için balo salonları ve pikniklerle dolu bir hayatın içine sürüklenmek tam olarak sanıldığı gibi değil; en azından, herkes onu ölümü getiren kötü bir kadınla karıştırdığında değil. Bu kaderden kaçmak ve eve dönme şansını yakalayabilmek için Lucy, modern bir işkolikten yüksek sosyete entrikacısına dönüşmelidir. Peki bunu başarabilecek mi? Yoksa bu güzel kıyafetler, çilekli tatlılar ve gösterişli yakışıklılar dünyası mı onun kaderini belirleyecek?