Han Yoo-rim
15.8K views
Penelope Eckart; Dük Eckart‘ın evlatlık kızı ve harem partner simülatörünün kötü karakteri olarak reenkarne oldum. Sorun şu ki, oyuna en zor seviyede girdi ve ne yaparsa yapsın, her seferinde ölümle burun buruna geliyor! Dük Eckart‘ın gerçek kızı ortaya çıkmadan önce, erkek ana karakterlerden birini seçmeli ve hayatta kalmak için mutlu bir sona ulaşmalıdır. Ama bu iki kardeş onunla her zaman, en ufak bir şeyde bile kavgaya tutuşuyor. Bununla birlikte rotaları ölüme yol açan çılgın bir veliaht prens, dişi kurşunla büyülenmiş bir sihirbaz ve sadık bir köle şövalyesi bile var! Ama nasıl oluyorsa, ne zaman çizgiyi aşsa ana karakterler ile olan aşk ölçeri yükseklik gösteriyor! İşte bu çılgın bir harem simülasyonunun içinde tıkalı kalmış Penelope‘un hikayesi.
3.9K views
“Günah… Bu bana yakışan bir kelime, sana değil.” Büyüleyici, tiz bir ses kulaklarımda çınladı. Sanki bir mağaradan geliyormuş gibi ağır ve derindi.
Şeytani, erkeksi bir sesti; bir mağaradan gelen derin bir gümbürtü gibiydi. Lily onun sesinin öfkesini dizginliyormuş gibi çıktığını fark etmemiş gibiydi. Onun sesini ilk kez duyuyordu. “Söyle bana. Bugünkü düğünümüze kadar kimin yasını tutmaktaydın?” Lily’nin üzerinde boydan boya rahatsız edici ve çirkin bir kumaşla kaplanmış düz siyah bir elbise vardı. Gerçekten yas tutuyor olsa bile, bu kıyafet fazla abartılıydı. “Savaş sırasında ölen ilk kocan için mi? Yoksa yakın zamanda ölen ikinci kocan için mi?” “Durum öyle değil. Ben gerçekten… Ah!” Dört ayak üzerine düşene kadar onu ters çevirdi. Bir el acımasızca elbisesinin içine girdi. Sert kumaşın kırışma sesi çığlığına eşlik etti. İç bölgelerine dokunulmasının ne anlama geldiğini biliyordu. Dük onu saçlarından sıkıca tutup başını kaldırmasını ve duvardaki kutsal eserleri ve heykelleri görmesini sağlarken gerginlik ve korku içinde kıvrıldı. Vicdanı irkildi. Lily gözlerini kapattı ve dükün sesi bir kez daha bir ceza gibi yüreğini delip geçti. “Yoksa üçüncü kocanın ölümünü mü düşünüyordun?” Dük Vladislav de Winter, bugün itibariyle Lily’nin üçüncü eşiydi. Düğünlerini tam da bu şapelde yapacaklardı. Adamın parmakları beklenmedik bir şekilde Lily’nin kalçalarına ulaşırken Lily soruya cevap veremedi. Kalın ve erkeksi elleri vücudunun üzerinden gezip özel bölgesine ulaşınca, bedeninden bir elektrik akımı geçti.
4.7K views
Roman demeye bile utanacağım saçma bir hikâyeydi.
Ama tam da bu hikâyenin içine girdim.
Ben, Larsen Mayton; 17 yaşında idam edilen sefil fırlamanın teki oldum.
Ve şimdi, yazarı ve yaratıcısı olarak bu karakterin dünyasını yeniden şekillendireceğim.
1K views
Dover köyünda bir şifacı olarak yaşayan Shari Azrael, kahramanlar tarafından özenle hazırlanmış iksirleri sürekli olarak çalındıktan sonra bir canavar sürüsünün kurbanı olmanın eşiğindeyken aniden fark etti. Kendisi, iki yıldır bu lanetli oyunda NPC olarak kapana kısılmıştı ve oyundan çıkamıyordu! Oyundan kaçmanın tek yolu; başrole yani [Kabusların Efendisi] olan Kara Lord’a ve arkadaşlarına yardım ederek son bossu yenip onların sona ulaşmalarına yardım etmekti! Ama…
18.6K views
Edeya… İnsanoğlu sonunda insan ruhunun özünü bulmayı ve maddeleştirmeyi başardı. Toplum silahların işlemediği Edeya etrafında kurulmaya başladı. İnsanlık her şeyini onun gücünü elde etmeye adadı.
Ruhen ve fiziken F kademe olan Park Jinsong ise okuluna Edeya’ya dayalı bir sistem gelmesiyle en güçsüzlerden biri olarak görüldü, akranlarının ona yapmadığı kalmadı. Fakat kendisi aslında “Saf Öldürme Arzusu” adında S kademe bir Edeya uyandırmış, bunun kendisinde uyandırdığı duygu ve düşüncelerden rahatsız olduğu için kendini değersiz görmüş, F kademeymiş gibi davranmaya devam etmişti. Öldürme arzusuyla yanıp tutuşan Park Jinsong, içgüdülerine hakim olup ruhların kademelendirilemeyeceğini kanıtlayabilecek mi?
1.1K views
Beatty yani ben aslan ailesinde dünyaya gelen zayıf bir sincap şekil değiştirenim.
Ancak bazı sebeplerden dolayı başkentte teyzemin evinde tacize uğrayarak hayatımı yaşamak zorunda kaldım.
Tek arkadaşım ve nişanlım ikinci prense hayalimi gerçekleştirmek için gideceğimi söyledim ancak o bana ihanet etti ve…
‘Rither, seni piç..!’
Onun dişlerini boynumda hissederek öldüm.
Gözlerimi yeniden açtığımda çocukluğumda, Rither ile ilk karşılaştığımız zamandaydım.
Böyle zamanlarda neye ihtiyacınız vardır? Tabii ki hız.
Plan yapmakla falan uğraşmadım ve hemen babam Dük Aslan’ın topraklarına kaçtım.
Hoş karşılanmasam da gelecekte keşfedilecek olan bu büyük bir sırrı bildiğim için…
“Hoş geldiniz leydim!”
“AMman tanrıçam! Ne ara bu kadar büyüdünüz…?”
“Leydim tombiş ayaklarıyla yürüyor!”
Ha? Neden böyle karşılandım?
Olmaz, bu benim heykelim mi?
Sincap Beatty’nin hikayesi ile yeni serimiz sizlerle!